Web3 (Web 3.0) tam olarak nedir? Web3, İnternet’in üçüncü – ve en son – “evresi” olarak anlaşılmaktadır. İnternetin icadından bu yana otuz yıldan fazla bir süre geçti. Şimdiye kadar her on yılda bir, İnternet yeni bir aşamaya girdi – Web1’den Web2’ye ve Web3’e. İnternetin üç aşaması şöyle özetlenebilir:
Web1 – Statik
Web2 – Dinamik
Web3 – Merkezi Olmayan
İnternet veya Web, yıllar içinde önemli ölçüde değişti. Web3’ün ortaya çıkışıyla birlikte, bir sonraki Web atılımının zirvesindeyiz. Web1 salt okunur bir web, Web2 okuma-yazma web iken, Web3 bunun yerine aracısız bir okuma-yazma webi, kısacası merkezi olmayan bir İnternet sunmayı vaat ediyor.
WEB 2.0 sisteminde bilgi, merkezi güçler tarafından kontrol ediliyor. Tüm bilgi onların kontrolünden geçerek bize ulaşıyor. Sosyal medya hesaplarında bulundurduğumuz bilgilere Facebook, Instagram veya Twitter istediği sürece ulaşabilmektedir. İsterlerse hesaplarınızı komple kapatabilir veya isterlerse hesabınızın kontrolünü elinizden alabilirler.
Sadece Facebook, Whatsapp, Instagram ve Facebook uygulamalarıyla neredeyse tüm bilgilerimize sahip durumda. Sosyal medya platformlarının kullandığı algoritmalar tamamen size dayatılmak istenen düşünce, ürün veya hizmetleri ön plana çıkaracak şekilde çalışabiliyor. Bu algoritmalar hep daha fazla ilgi görme üzerine kurgulandıkları için daha agresif olan paylaşımlar ön plana çıkarılıyor.
WEB 3.0 tam da bu sorunların önüne geçmeyi planlıyor.
• Semantik (Anlamsal) Ağ
• Ubiquity (Her yerde bulunma)
• Yapay Zeka yani AI (Artificial Intelligence) ve Makine Öğrenmesi
• 3D Grafikler
Web 3.0’ ı öncekilerden üstün kılan özellikleri ise şunlardır:
• Merkezi bir kontrol noktası olmaması: Aracılar denklemden çıktığı için kullanıcı verisi aracılar tarafından kontrol edilemez. Bu da devletlerin ya da şirketlerin uygulayabilme ihtimali olan sansür riskini ve Hizmet Reddi (DoS) saldırılarının etkisini azaltır.
• Artan bilgi bağlantısallığı: Daha fazla ürün İnternet’e bağlandıkça, daha büyük veri havuzları analiz edilmek üzere daha fazla veriyi algoritmalara sunmaya başlar. Böylece algoritmalar bireysel kullanıcıların özel ihtiyaçlarına hitap ederek daha doğru bilgileri ortaya çıkarabilir.
• Daha verimli görüntüleme: Önceden arama motorlarını kullanırken en iyi sonuçları bulmak oldukça zordu. Fakat yıllar içinde bu motorların arama bağlamına ve meta verilerine dayanarak bilimsel olarak daha ilgili sonuçlar getirme becerisi arttı. Böylece herhangi birinin oldukça kolay bir şekilde aradığı bilgiye ulaşmasının mümkün olduğu rahat bir web görüntüleme deneyimi yaratıldı. Bu aynı zamanda sosyal işaretleme sistemlerini de beraberinde getirdi. Fakat bunlar manipüle edilebilir durumdadır. Daha zeki algoritmalarla manipüle edilmiş sonuçlar yapay zeka tarafından filtrelenebilir.
• Daha başarılı reklamlar ve pazarlama: Hiç kimse rastgele reklamlarla karşılaşmayı sevmez. Ancak reklamlar kişilerin ilgilerine ve ihtiyaçlarına karşılık geliyorsa, rahatsızlık yerine faydalı bile olabilir. Web 3.0 daha zeki yapay zeka sistemlerini kullanarak reklamcılığı geliştirmeyi ve tüketici bilgilerine dayanarak belirli kitleleri hedef almayı amaçlar.
• Daha iyi müşteri desteği: Konumuz web siteleri ve web uygulamaları olduğunda, daha iyi bir kullanıcı deneyimi için müşteri ilişkileri anahtar bir rol oynar. Fakat işletme masrafı çok yüksek olduğu için başarı gösteren birçok web hizmeti müşteri hizmeti operasyonlarını benzer derecede ölçeklendirmeyi başaramaz. Aynı anda birden fazla müşteriyle konuşabilen daha zeki sohbet araçlarının kullanımıyla kişiler destek birimleriyle etkileşim kurarken daha iyi bir deneyim yaşayabilir.
Web3 hakkında hiçbir konuşma, dApp’lerden söz edilmeden tamamlanamaz. Kısacası, dApp’ler veya merkezi olmayan uygulamalar, Web3 devriminin bel kemiğidir. Web3, interneti daha merkezi olmayan bir yer haline getirmeyi vaat ediyor ve bu, Web3’te kullanılan uygulama türlerine kadar uzanıyor. “Web3 uygulamaları”, “Web3 uygulamaları”, “merkezi olmayan uygulamalar”, “dApps” veya “Web3 dApps” terimlerinin tümü büyük ölçüde eşanlamlıdır. Hepsi, Web3’ün bir parçası olan merkezi olmayan, genellikle blok zinciri tabanlı uygulamalara atıfta bulunur.
Peki, Web3 (Web 3.0 ) uygulamaları nedir? Birçok dApp veya Web3 uygulamasının ayrılmaz bir parçası, “akıllı sözleşmeler” olarak adlandırılır. Blok zinciri teknolojisinde deneyim sahibi olanlarınız, akıllı sözleşmeler kavramına muhtemelen aşina olacaktır. Akıllı sözleşmeler esasen kendi kendini yürüten yazılım sözleşmeleridir, Ethereum blok zinciri gibi bir blok zinciri üzerinde çalışan kod parçalarıdır. Bunlar otomatik olarak “çalışır” veya ilgili bir dizi koşul karşılandığında yürütülür. Bu nedenle, bu “sözleşmeler“, farklı taraflar arasında bir işlemi otomatik olarak doğrulayabilir ve gerçekleştirebilir.