Avantonun geliştirme süreci bizden küçük bir çevrimiçi sipariş aracı ısmarlanması ile başladı. Birkaç satırlık bir eposta ile müşterimiz bize çevrimiçi çalışan bir sipariş aracına (tool) ihtiyaç duyduklarını iletmişti. Bir başka firma siteye girecek, sipariş verecek, bu sipariş de müşterimize iletilecek, ve sitede görüntülenecekti. Ancak müşteriyle ilk toplantımızı yaptığımızda istenilen sipariş aracının basit ve küçük olmayacağı hemen ortaya çıktı.
Söz konusu araç Tüm Türkiye coğrafyasında uygulanan ve tüm Türk vatandaşlarını yakından ilgilendiren DWDM İnternet alt yapı geliştirme projesinde kullanılacaktı, ve proje paydaşlarından biri de Türk Telekom gibi dev bir şirketti!
Bu gelişim bizi heyecanlandırdı. Karşımıza ender bulunan bir fırsatın çıktığını hemen anladık. Müşterimizin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayıp, hatta ötesini sağlamalıydık. Yaptığımız iş analizlerinin sonucunda anladık ki proje çok büyük, karmaşık ve yönetilebilirliği zor olan bir süreçteydi. Bizim işimiz bu karmaşıklığa yeni bir unsur eklemek değil, kilit noktalarda projeyi çözümlemek, elden geldiğince yönetilebilir hale getirmekti. Müşterimiz için onun bile aklına gelmeyen, yapılabilirliğinden haberi olmayan, onun mütevazi beklentilerinin çok ötesinde teknolojiler geliştirmeliydik.
Projenin paydaşlarının gereklilik analizlerinde gösterdikleri belirsizliklerden ve zaman kısıtlamasından dolayı ve projenin tam analizinin önceden yapılamayacağını anladık. Dolayısıyla yazılım metodolojisi olarak Agile-Scrum’ı seçtik. Böylece proje küçük birimlere ayrılacak ve scrum döngüleriyle parça parça gerçekleştirilecek, paydaşların sürekli değişen ihtiyaç analizlerine scrum yapısı gereği bir sonraki döngüde cevap bulabilecektik.
Yaptığımız ilk iş projeyi canlı olarak harita üzerine basmak oldu. Bizden hiç bir paydaş böyle bir özellik istememişti, ancak biz projenin geniş bir coğrafi bölgede uygulanmasının bu ihtiyacı doğurduğu varsayımıyla hareket ettik. Projede yapılan tüm işlemler anında harita üzerine yansıtılacaktı. Böylece proje konum ve statüsü hakkında anında bilgi verilecekti tüm paydaşlara. Açık kaynak harita hizmeti olan open street maps hizmetine proje bazlı mashup modülleri yazdık. Projede kullanılan tüm varlıkların artık haritada bir iz düşümü vardı ve sadece bu faktör projeyi çok daha anlaşılabilir ve raporlanabilir kılmıştı.
Yaptığımız yazılımın yoğun bir şekilde, bir çok farklı noktada kullanılacağı gerçeğinden yola çıkarak arayüzün herhangi bir tarayıcıda ve makinede herhangi bir eklenti yerleştirilmesini gerektirmeden, çevik, esnek ve bir masaüstü yazılımı gibi davranmasını sağladık. Hassas veriler kullanılacağından, güvenli bulut bilişim esaslarının yazılımımıza uyguladık. Ayrıca proje büyük ve sınırları belli olmadığından yazılıma bir çekirdek etrafında büyüyebilen, kolaylıkla yeni fonksiyonların eklenebildiği modüler bir yapı verdik.
Son olarak da yaptığımızın basit bir sipariş aracı olmadığını, başlıbaşına bir ürün, bir platform olduğunu ima eden, çarpıcı, orijinal ve akılda kalan bir isim koyduk yazılımımıza: Avanto. Ürünümüze böylece güven ve avantaj kavramlarını çağrıştıran, onu markalaştıran bir kimlik kazandırmış olduk.
Tüm bu çalışmalarımız hızla sonuç verdi. Yaptığımız iş müşteri beklentilerini karşılamış, hatta fazlasıyla aşmıştı. Herhangi bir pazarlama yada tanıtım faaliyeti yapmadığımız halde başka Türk Telekom ortakları da yazılımı satın almak için bizlere başvurdu. Avantonun başarı hikayesinin en can alıcı noktası budur: ürünümüz kendi kendini satıyordu.